29 Mart 2008 Cumartesi


geçen günlerde bi veledin elinde gördüm PEZ'i.çıkaramadım başta.yok değildir dedim.ama PEZ di.ta kendisiydi.portakallısındandı hatta.en son ortabirde(6) emdimdi bunlardan.sonra da mazi oldu gitti.derse girmeden yerleştirirdik dilin altına bi tane.doping etkisi yapardı o ekşi ekşi.çocuğu takip ettim bunları düşünürken."nerden buldun bunları" diye sordum."bizim maallede pakkalda satılıo bunlardan" dedi."vay anasını" dedim."gidiimmi?" dedi."bi şartla" dedim.bana 10 paket PEZ almasını söyledim ona.5 portakallı 5 de limonlu."malı getir parayı al!".yarın aynı yerde orda olucaktı sitiyv.lakin tedirgindim biraz.sitiyvle bi ilgisi yoktu tedirginliğimin.dilekolay 8 sene ağzıma bi tane bile PEZ almamıştım .8 sene sonra tekrar bağımlı olmak vardı."it worths everything.."diye düşündüm.evet ingilizce düşündüm.bu bana bi beş dakka yetti.sonra yoluma koyuldum.sitiiv de koyuldu.

20 Mart 2008 Perşembe

Yadigar

17 Mart 2008 Pazartesi

12 Mart 2008 Çarşamba

to lost kendince

hiç çağla yerken kendimi kaptırmamıştım bu denli
tüylü filan böyle
bi garip aslında
yemezdim oysa kendimi bildim bileli
neler oldu bana!
ekşiyorum sanki günden güne
ruhumun üstünü bi toz tabakası kaplamış gibi
bak yine surreal sözcükler çıkıyor ağzımdan
var bi gariplikler
gıcık tuttu
su içip geliim bi

10 Mart 2008 Pazartesi

8 Mart 2008 Cumartesi

Hissiyat insanı olabilmek!


Hissiyat insanı olabilmek!

Osurmadan sıçmak demektir. Yaşamadan görmek demektir. Aksini iddia eden Hakan Şükür gibidir.