15 Ekim 2009 Perşembe

-çocuğum sen söyle! kuvvetin yaptığı iş ne yönde? artı mı eksi mi?
-yarım artı


26 Mayıs 2009 Salı


actin' funny but i don't know why
'scuse me while i kiss the sky.

demiş jimi hendrix

yere sağlam basmadığı bir dönemde ayakları

atın ölümü arpadan
haydi gelin arkadan

diyen harun kolçak ise bambaşka zamanların insanı

okey sera sera?



26 Şubat 2009 Perşembe

çekil önümden asabiyim başlık filan diye gelme şimdi

çay tabağının kenarına istiflenen damla sakızlı sakızın (bkz:tavuk suyunun suyu) sıcak çay bardağı ile öpüşmesi.bunun farkedilmemesi sonucu bardağı alırken sakızın ele yapışması, çıkarmak isterken devreye giren diğer parmakların da sakızla içli dışlı olması, olayın çözülmez bir hal almasının da ardından parmakların tutma kabiliyetini yitirmesi ile çayın bardaktan tişörte dökülmesi.

sonuç:

yanmış et kokusu
arası perdeli parmaklar
yapışkanlığını yitirmiş sakız (gülümsüyor)


5 Şubat 2009 Perşembe

allah belanı versin limewire

sana 2 aydır katlandım bak. az süre değil. aradıklarımı bulamadın çoğu zaman. eyvallah dedim. olur dedim. arada error verdin mal gibi. gene gıkımı çıkarmadım. ama bu sefer çileden çıkardın lan beni. saat 5.40 . yatmadan indirip de dinleyeyim şu parçayı dedim. tek bi tane ki zaten dedim. heves ettim ulan. yarım saat bekledim o şarkıyı ben limewire. yarım saat. peki sen naptın? sabrımın karşılığı olarak ne yaptın?! kotama acımadın. bana acımadın. %98 den sonra kalkmış KÖTÜ İÇERİK TESPİT EDİLDİ diyorsun bana !! çok içten söylüyorum bak limewire. allah belanı versin.
gerçekten.

iyi geceler.

4 Şubat 2009 Çarşamba

yılmaz morgül ağladığında


Ah yılmaz , ah esmer kuşum. Çıktın televizyonlara vakti zamanında tonla gözyaşı döktün “harcanıyorum, türkiyede benden iyi ses yok!” diye. ah morgülüm. Ya ayla dikmen ne yapsın ha? O kime ağlasın öbür tarafta? Bak ıssız adam & ayla dikmen ikilisi , casio saat & gözlüklü inek öğrenci ikilisini bile tarihe gömdü. bir filmle krizi, savaşı unuttu adamlar. Herkes “anlamazdın anlamazdın” nidalarıyla eski skimdirik ilişkilerine ağlıyor. Ama yakındır ayla dikmenin mezardan destur ile kalkıp “bir filmle mi kıymete bindik ulan göt laleleri !” diye haykırarak sinema salonlarında katliam yapacağı günler. çok üzülüyorum ayla dikmene yılmaz. çok ağlıyorum. senin gibi. ama tam olarak sana benzemiyorum ağlarken. daha çok esra ceyhanın dudağı kavizsiz hali gibi oluyorum.

15 Ocak 2009 Perşembe

2 dakka efendi ol lan!

Şu memleket hatunları insana histeri krizleri geçirtirir. Şöyle 2 rekat avrupa yüzü görmüş, medeniyetten nasibini almış, yolda yürürken insanların ona bakmadığı ve "allahım güzel değilmiyim ben" kompleksinden arınmış üstün bir ırk insanı üstünde çalışmalarımı sürdürürken yine tökezledik yine düştük. Şahsen hissiyat insanıyım, övünmek gibi de olmasın doğuştan fenerbahçeliyimdir ama bu zamana kadar bu kriterlerin bi boka yaradığını da görmüş değilim.

Kimse kimseyi, kendi olduğu için kabullenemediği, aksine kendisine benzettiği şu dünyada, afrikanın bir köşesinde hint keneviri ticaretine adamayı düşünüyorum kendimi. özleyin anacııımmm....

10 Ocak 2009 Cumartesi

fiona apple'ın iki yarısı gibiyiz

şimdi şimdi anımsarım o günleri
tarkan'ın kıl olmadığı zamanlar
önlük yakalarımızı iliklemezdik
ah o asilik çağlarımız
kapı altlarından üflerdi yaz rüzgarı
hepimizi ayrı ayrı savurdu
ağzımıza ağzımıza davrandı
o akdeniz akşamları
büyüdükçe durmadı elimiz ayağımız
su içip götürdük damakta kalanları
her şeye değer miydi diye sorarsan
seninle girdiğim gerekli gereksiz diyaloglar
yöresel tatlar, o tatlar var ya hep
gün gelir götümde patlar
tadımlıktım belki senin için
öyleyse eğer, gerçekten öyleyse
hazımsızlık çek beni anarsan
tek tek boğazına dizilsin
benden alıp götürdüğün lokmalar

17 Aralık 2008 Çarşamba

  • isviçreli bilim adamlarının işi gücü bırakıp, engin noyanın günde ortalama kaç kere “eyvallah” dediğini araştırmaya başladığını biliyor muydunuz?



10 Kasım 2008 Pazartesi

ben de seni

Geciktim. Su saatte ordayım.
Toplantıdayım beni sonra surdan ara.
Su anda mesgulüm. Seni sonra ararım.
Su saatte geliyorum.
Toplantı iptal edildi.
Su saatte goruselim.
Surada goruselim.
Lutfen ara.
Ben de seni.
Nice yıllara.
Tesekkurler.


tanıdık geldi deyil mi? bu samimiyetsiz cümlecikler iki tuş uzağınızda, kayıtlı mesaj şabloncuklarında. evet sahiden de samimiyetsizliğin bu kadarı.

7 Kasım 2008 Cuma


Mozayiklerden de tanıyamadığınız üzre kendisi FİKRET KUŞKAN.
/Genç kızların sevgilisi/ hitabı artık kendisi için kullanılmasa da benim gönlümün sevgilisidir bu adam. Yüzü eskimeden once oynadığı filmler olsun klipler olsun rastladıkça “analar neler doğuruyür” demekten kendimi almazdım. Halen de alamam. Şu aralar nejat işler in ekürisi gibi görülüyor ama deyil aslında. Olmamalı ! Çünkü çok alakasızlar bence. Bidaha da ikisini aynı projede görürsem hiç acımam fururum o necatı. “aaebi sen yılların oyuncususun gel şu dizide beni de al yanına be aebi ufak bi rol de olur marangozluk filan yeterki senlen aynı ekranda göriniyim , hadi be aebi gel senle mocoya gidelim bak biralar benden.” diye ayartıyor kesin fikreti. Şimdi fikret kuşkan evli ve de çocuk babası ama ben gidip de karısına filan sövmüyorum. bu da benim seviyeli hayranlık derecemin bir göstergesi. ama şu sözlerinden sonra birazcık kıskanmıştım, birazcık da çok az edepsiz gibi şeyler söylemiş olabilirim karısına. ama şimdi yapmıyorum öyle şeyler. şunu söylemiş evet :

"Çocuk konusu erkeğe danışılmaz, kadına danışılır. Bir kadın, bir erkekten çocuk yapmaya karar vermişse; o erkek, bence eğilip kadının ayağını öpmelidir. Çünkü erkek kadını seçmez, kadın erkeği seçer. "
ağzını öpiyim.

Kendisine bir de şiir saçmaladım.

Nedir bu kızlardaki nejat işler sevgisi?
Pek bi odun, zaten tayyip benzeri
poposunu yalasın bence fikret kuşkanın
Var mı onun gibisi? Sesini bızdırdığmın

Ayşegül aldinç klibinde gördüm seni ilk
Kıvırcıktı saçların, görüntülerin pek erotik
Gülüşünü gördüm mü erir iç yağlarım
Dayanamaz oldum artık gel beraber kaçalım

Fikret fikret diye nicesine sarıldım
Çeyiz sandığıma gül yüzünü kazıdım
Baya bi sene oldu ama ne güzel doğurmuş anan
Son sözüm şudur ki ya benimsin ya topraan

2 Kasım 2008 Pazar

ulusa sesleniş




şuan blogda yer edinmiş olması gereken canım gibi evladım gibi baktığım yazılarımın bulunduğu dosyanın üzerine bir buhran anı tırto bir link kaydetmişim. yastayım kendimce. yeni yazılar fırından çıkana kadar emre baydın dinleyip ağlayabilir, hayko cettin ile dağlanabilirsiniz.

sevgiler .

7 Ekim 2008 Salı

arka kapı

bazen yolculuk esnasında kimisi hafiften arabayı yanaştırıp tebessüm eder.anlam veremezsin falan ama mutlu olursun bi an salak gibi.ama sonra camı açıp "SİZİN ARKA KAPI AÇIK !" dedi mi üzülürsün, ağlarsın.şahsen çok üzülüyorum ben.orhan da üzülüyor.

25 Eylül 2008 Perşembe

keşkemsi


teğel misali gevşek olmak vardı hayatta
ıslak bir banyo terliği kadar süpriz dolu..
küvetteki köpük kadar ötelenesi olmak vardı.
bir pet şişe kadar deli olmalıydık
zeytin gibi yağlı,
nokta kadar dolu olmalı..
işporta leğenler gibi olmak vardı
rengarenk ama şeffaf
panjur araları kadar tozlu,
tül perde gibi gereksiz olmalı..
özne değil de yüklem olmak vardı
x, y gibi popüler,
“ki” gibi kurnaz olmalı..
9-8 lik olmalıydık..

14 Eylül 2008 Pazar

wtf

"sonbahar da yaklaştı",
dedi ve öğlen sıcağında sokaktaydık
ben pek anlamam aşkın en güzeli hangi mevsimdedir
tam olarak nereden gelir
nereyi vurur..
ama yaprakları da yanında çiçeğiyle severim hani
bazen bir resim, belki bir ses..
derinlerden gelen bir tükrükle aynı hissi yaşatabilir
bazen yayılan kızartma kokusu
hatırlatabilir sonbaharı
yağmur yağarken uyumak mı
yoksa altında ıslanmak mı bilemem en güzelini
yeni nevresim kokusudur esas aldığım
her mevsim aynı taze koku
hissettirdiği tutku
her yaşa bakmadan geçen zaman
ve bünyede bıraktığı korku


4 Eylül 2008 Perşembe

İz bıraksın diye, yere ketçap dökmek.!



Bu nasıl bir zihniyet! sen, alemin en teknolojik evini kurmuşsun, emrinde güzel giyinmiş bir sürü adamlar çalışıyor. silah teklonojisi desen gani. ordu kuracak ekipmanın var. ama gel gör ki iki kıçı kırık yaratık yüzünden ailenin dolaştığı yere önce susam dök sonra ketçap dök! neden? iz bırakıyormuş... bir siktir yaaa...

"öğlen uykusunda görülen rüyanın bünyede bıraktığı etki"

son dilim

mutfakta karpuz yerken
gecenin kör bir yarısı
buzdolabı sustu aniden
sessizliği yarıyordu adeta
dişlerimin tınısı

sonra sinek konuverdi son dilime
gözlerine baktım
gözlerime baktı
bakışıyorduk
uçtu..
uzaklaştı vızıltısı

21 Ağustos 2008 Perşembe

Last One

22.07.1996
Merhaba günlük. Bugün nefis bir piknik yaptık aylecek.Havanın serin olduğu taraflara gittik.Çok güzel bi gündü.
Neyse biliyor musun şu Reha Muhtar'a da iyice sinir olmaya başladım. Ne kadar çok soru soruyor ve çok uzun kulakları var, kıvırcık saçlı. Ama gittikçe sorularına alışıyorum. Taklidi de çok güzel yapılır. Herkes de yapıyor zaten. Önceden çok yapılırdı. Şimdi pek yapılmıyor.
Şimdi yatmak zorundayım. İyi geceler günlük.
Her nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsan.
22.07.2008
13.20 suları dudağım duvara yapışmış biçimde açıyorum gözümü. bel hafif katı. eşofman altı şort olmuş sıyrıla sıyrıla. hissedilen sıcaklık 35 derece. hissedilen koku rexona.''-yeni çıkmış demekki''. telefonun tekinin şarjı bitik. diğeri iki kol uzağımda.göz kapalı yokluyorum halısız ılık zemini. bunun şarjı yerinde bin şükür. [mesaj yaz] ''-niye uyandırmadın lan giderken!?'' [gönder]. 10 dk mayışmışım. sağ kulağımın titremesiyle irkiliyorum.''not bıraktık oraya kaldır götünü de oku. '' göreyim diye sandalyenin koluna sıkıştırılmış nota uzanıyorum. mesajdan daha nazik nispeten.''-uh..güzel mi uyuyomuşum..''.16.00 gibi gelirim yazmış. gelince de ev bakarız. 14.40 da geliyor. kahvaltıdan sonra ilandaki numaraları aramaya başlıyoruz. ilki 1.5 milyar kira istedikten sonra -hadi görüşürüz- diyor yüzsüz gibi. -verdim ben orayı kızım verdim-..''tamam teşekkürler..''-çalışıyomusun?-''yok öğrenciyim''-hıı çalışıyosun-.''hayır çalışmıyorum öğrenciyim.''-çalışsan iyi olurdu..-''.?!*/#^'''...''ben kiralık ev ilanı için şeyap..'' -evet kızım fiyat bu ,ev şurası.-
15.00 i geçerek çıkıyoruz. ''amca biz geldik şurdayız''.-ben 16.15de gelicem kızım-.otur ateş gibi kaldırıma. evi süz..beğen..üstüne komşuları süz..halı yıkama arabasının 3.geçişi. içindekilere söv..hissedilen sıcaklık 38 derece..10 metre ilerde beyaz sıteyşın duruyor. kısa, yaşlı ev sahibi görünümlü amca yaklaşıyor sonunda. -sizsiniz dimi? gelin güzel kızlarım-.-şurdan 1 ile 4ü bulsana kızım sana zahmet. çok anahtar var malum göz de seçmiyor-. 4 numara hayal kırıklığı. 1 numara kötünün iyisi. ardından 11 ve 12 de cabası..kafadan silinip atılmış apartman, lakin hala daireler gösteriliyor tek tek.-bide bir üste bakın kızlarım orası daha ferah- inip çıkarken şartlar da sayılıyor tutmuşuz gibi.-tek istemediğim olay erkek arkadaş kızlarım-.-eve erkek sokmam-.-bazen parkederim şu apartmanın önüne akşamüstü, bazen sabaha karşı gelirim.arabada otururum bi yarım saat. -hani varsa erkek arkadaş sabah girip çıkacak elbet-...
halı yıkama arabasına rastlıyoruz dönerken.onlara sövmüyoruz bu sefer. şortun altından ter süzülüyor. sıcaklık epey hissettiriyor.

13 Haziran 2008 Cuma

9unda anlatılmak istenilenler-2

sevgili günlük!bugün çok heycanlıyım çünkü benim doğumgünüm.babam hediye olarak atari kasedi aldı.daha güzel bir hediye alabilirdi.ben yine de üzülmüyorum.çünkü gelecek 6 haziranda daha güzel bi hediye alınacak.zaten kasedi "NBA" basketbol diye aldık ama "TAITO" basketbol çıktı.neyse o yaş günüm de mutlu ve güzel geçti.şimdi yatmam gerek.iyi ki doğdun günlük.